Harvard Üniversitesi’nden Prof. Stephen M. Walt, Foreign Policy dergisi için kaleme aldığı yazıda, ABD Başkanı Donald Trump’ın ilkesiz politikasının ABD’nin, birçok önemli uluslararası konuda uzlaşmaya varamamasına yol açtığını ifade etti.
John Bolton’un ulusal güvenlik danışmanlığı, Mike Pompeo’nun da dışişleri bakanlığı görevine geldiğinden beri Trump idaresinin dış politikaya tek taraflı yaklaşım uyguladığına dikkat çeken Walt, bunun daha önce George W. Bush döneminde görüldüğüne işaret ederek Bush iktidarında uluslararası arenada bir dizi başarısızlığın yaşandığını, bunun başında Irak Savaşı’nın geldiğini hatırlattı. Uzman, o zamanlar ABD’nin güç kazandığı ve sadece gücünü sergileyip diğer ülkelere boyun eğdirerek sorunları tek başına çözebileceği inancı olduğunu hatırlattı.
Mevcut ABD idaresinin de aynı yolu seçtiği belirtilen yazıda, Trump’ın sadece Çin değil, Avrupalı partnerlerle bile ticaret savaşı başlatma tehditlerine ve Transatlantik partnerlik ile Paris İklim Anlaşması’ndan çıkma kararlarına dikkat çekti. Walt ayrıca Kuzey Kore, İran ve Venezüella’ya yönelik hiçbir sonuç vermeyen ültimatom diplomasini de örnek gösterdi.
Washington’un bu yaklaşımının, zayıf olanlar dahi birçok ülkenin, ihanet beklentisiyle ABD’ye itaat etmek istememesine yol açtığını yazan profesör, bu eylemlerin ABD’nin uluslararası koalisyon oluşturma sürecini de zora soktuğunu ifade etti. Örnek olarak ABD’nin, Transatlantik partnerlikten çekilerek Çin üzerindeki baskı aracını kaybetmesi gösterildi.
Walt, “Eğer sonuç itibariyle İran nükleer programını canlandırmaya karar verirse, dünyanın geriye kalanı ABD’nin bayrağı altına girmekte acele etmeyecek ve daha sert tedbirlere destek vermeyecek. Neden? Çünkü anlaşmayı İran değil ABD’nin bozduğunu herkes biliyor” dedi.
Washington’un bu bencil politikasının, başta Rusya ve Çin olmak üzere daha önce müttefik olacakları hayal bile edilmeyen ülkelerin ABD’ye karşı koymak için yakınlaşmaya başlamasına yol açtığını kaydeden Walt, “Oysa daha akıllıca adımlar Moskova’yı Pekin’den uzaklaşmaya zorlardı. Ama İran’ı yıldırma girişimi bu ülkeleri daha fazla birleştirdi” yorumunda bulundu.
ABD’nin halen finansal sistemi ve doların küresel ekonomideki rolü sayesinde en güçlü ülke olarak kalmaya devam ettiğini kabul eden uzman, “Ancak her şeyin bir sınırı olduğunu anlayan ülke sayısı giderek artıyor ve Washington, mevcut politikasını devam ettirirse en kısa zamanda bu noktaya ulaşacak, bu da ABD için total fiyaskoyla sonuçlanacak” diye vurguladı.
Kaynak: Sputnik
yorumunuz